Yaşam

Meltem Gürlevik: Kadın oyunlarının bol olması ve izleniyor olması önemli bir gösterge.

Proje tasarımı, yazarlığı ve oyunculuğu Meltem Gürlevik’in üstlendiği “Herkes Yolunda” adlı oyun, varoluş çatışması içinde giderek yalnızlaşan bir karakterin çocukluk yurdu olan bozkıra ve annesine dönüş sürecini konu alıyor. gitmek ve kalmak.

Oyun mükemmel eleştirilerle yoluna devam ederken Gürlevik ile bir noktaya geldik. Oyunun nasıl ortaya çıktığını, biçimin hikâye anlatımındaki değerini, kadın oyunlarının günümüzdeki durumunu sorduk.

“Herkesin Yolu” nasıl ortaya çıktı? Yazma ve sahneleme süreci hakkında bize neler söylemek istersiniz?

Temelini 2019 yılında attığım kısa öykülerden çıktı aslında. Her şeyin merkezinde gidiş ve bir anne-kız bağı vardı. Bir kadının hikayesiydi. Tek kişilik bir hikaye anlatımı düşünüyordum. Müziğin, ışığın ve dansın aktör olarak var olduğu bir metnin arayışına çıktım. Oyunda masallar vardı ama bu benim ilk pratiğim olduğu için yazmak için cesarete ve motivasyona ihtiyacım vardı. Pandemi, hayat faciasının ardından 2022’de tekrar oturdum. İlk dikkatimi çeken şey aradan geçen zamana rağmen gitme konusunun yeniliğinin kat kat artmış olmasıydı.

Metnin tamamını doğaçlamalarla prova ettim. Dans gibi yazıya sığmayan şeyler de fotoğraf olarak zihnime yazıldı. Ancak Ekim ayında bir grup kurdum ve sahnede ciddi çalışmalara başladım. Temelde Ocak hakkında bitti.

‘TEZER ÖZET VE AŞK GENEL ETKİSİ’

Sevgi Soysal’ın ‘Tutkulu Perçem’ ve Tezer Özlü’nün ‘Yeniden Akdeniz’ öykülerinden ilham aldığınızı okuduk. Bize biraz bu süreçten bahseder misiniz?

Hikaye okumayı seviyorum. Tezer Özlü, Leyla Erbil, Sevgi Soysal çok beğendiğim kadın yazarlar. Mesela Tezer Özlü’nün hikâyelerindeki isimsiz hanımlar gibi bu oyundaki hanıma da isim vermedim. Rastgele bir bayan olabilir çünkü o o. Birçok insan benzer şeyler yaşıyor. Karakterin oyuncu tarafını Sevgi Soysal’dan çok ben ele aldım. Benim için her zaman yeni imajlar yaratır, o. Böyle kadınlar var. Sanırım ben onlardan biriyim.

Tüm bunların yanı sıra kadın karakterler toplumsal olana karşı çıkmalarıyla birlikte bana çok ilham verdi. Öte yandan oyunda bazı net göndermeler de bulunuyor. Mesela benim karakterim Tezer Özlü okuyor. Oyunda yine Sevgi Soysal’ın sözlerini duyuyoruz.

Oyunun senaryosu, yönetmenliği ve oyunculuğu tamamen sizinle ilgili. Bu durumun avantajları ve dezavantajları nelerdir?

İşin başından beri mutlaka kafamda görüntüler vardı. Bir yönetmenle çalışmak ve ona bu görüntüleri anlatmak bana zor geldi. Oyun çoğunlukla antrenman ve provalara bırakıldı. Kendi işimi kolaylaştırdım, bu yüzden avantaja çevirdim. Çok güvendiğim insanlara özel bir şov yaptım ve onlardan aldığım geri dönüşler sonucunda oyunu sonlandırdım. Avantaj buydu.

Dezavantajı, bazen kendimi yalnız hissetmemdi. Bazen işimden çıkamıyordum. Bunu bahsettiğim dış gözler yardımıyla kapattım. O yüzden pek bir eksiği olduğunu söyleyemem.

.

‘BU OYUNDA DÖRT OYUNCUYUZ: KADIN KARAKTER, IŞIK, DEKOR VE BİR SES’

Oyunda ses ve renk kullanımı da dikkat çekici. Biraz bundan bahsedelim, olur mu?

Başladığımda amacım bir hikaye anlatmaktı ama ben bunu başka bir şekilde anlatmak istedim. Bu oyunda dört kişiyiz. Kadın karakter var, ışık var, dekor var, ses var. Biri diğerinden kopmayacak bir şey yaratmak istedim. Biri çıkınca oyun kapanıyor. Ses tasarımcımız Doruk, ondan istediğimi harika bir formda yaptı. Işığı yapan Seril arkadaşım aynen öyle. Kafamdaki atmosferi renklerle çok hoş bir şekilde birleştirdik. Böylece istediğim birliktelik oluştu. Bu açıdan şanslıyım. Grubuma da teşekkür ederim.

“Herkes Yolda” bir hanımefendinin benzetmesidir. Her türlü zorluktan sonra gitmek isteyen ve buna cesaret eden bir hanımefendinin hikayesi. Peki kavram olarak “gitmek” sizin için ne ifade ediyor?

“Gitme” sorunu son üç yıldır hayatımda. Oyundaki karakter gibi bir anda hayatımın bir parçası oldu. Arkadaşlarım ülkeyi terk ettiğinde üzerimdeki etki iddiamdan bile büyük oldu. Öte yandan işin bir de “kalma” boyutu var. Gitmek kolay değil, kalmak kadar. Her ikisi de bir çaba prosedürüdür. Her ikisi de arama ile ilgilidir. Kadın olarak var olma çabası ekstra bir yük oluşturur. Erkek zihniyeti her yerde.

Oyunu oluştururken “gitme” sorununu çok yönlü anlatmaya çalıştım. Mesela erkek olarak önce babası gidiyor sonra arkadaşları gidiyor. Karakter de bozkıra, çocukluğuna, kadınsı ve anaç yani anneye gitmek ister.

‘KADINLARIN MAÇLARININ VE İZLENMESİNİN ÇOK SAYIDA OLMASI ÖNEMLİ BİR GÖSTERGE’

Sahnede giderek daha fazla kadın hikayesi izliyoruz. Bir muhalefet ve mücadele yöntemi olarak tiyatro sizin için ne ifade ediyor?

Bence çok geç kaldık. 2023 yılında maalesef gerçeğimiz olan “Kadın oyunları arttı” tabirini kullanıyoruz. Yurt dışında da çok maç izliyoruz, sorun orada farklı bir yere geldi. Orada bir bayan sorunu mu var? Elbette var ama tartıştığımız sorunlar başka. Hâlâ aşılması gereken temelleri takip ediyoruz.

Kadın oyunlarının bol olması ve izleniyor olması da değerli bir gösterge. Dolayısıyla bu bir zorunluluktur. Herkes tarafından takip edilir. Bu noktada tiyatro benim için doğal olarak değerli bir uğraş alanı. Kadınlardan ilham alıyorum.

Bize hangi oyunları önerirsiniz?

“Bir Tatlı Kaşığı Çamur” var. Bu bir kadın hikayesi. Yönetmeni ve oyuncuları da kadın. Sahneye çıkarış biçimleri çok güzel. “Acı Korosu” da çok dinamik bir oyun. Oyun, iki oyuncunun ortasında bir masa tenisi topu gibi akıyor. “Foxes and Wicked Dogs” da güzel bir oyun. Aynı zamanda bir göçmen kadının hikayesidir.

Son zamanlarda ne yapıyorsun? Yeni projelerinizden bahsedelim.

Dizi ve kısa sinema projeleri doğaldır. Bunun dışında şehir plancısıyım. Bu benim için ekstra bir parametre. Örneğin bu oyun sabah sekizden akşam beşe vardiyayı tamamlayıp oradan oyun provalarına gidildikten sonra büyük bir emekle ortaya çıktı. Oyunumuz daha taze, biraz eğlenelim. Daha fazlası gelecek, hiç şüphe yok.

gumushacikoyhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort